ANKEBUT GROUP INTERNATIONAL
İNTERNET
İnternet, dünya üzerinde yayılmış milyonlarla ifade edilen sayıdaki bilgisayarların birbirine bağlanması ile oluşan ağların yine birbirlerine bağlanması ile oluşan çok geniş yapıdaki bir ağdır. Bu ağların her geçen gün büyümesi ve yeni ağ omurgalarının bu sistemin içine katılması nedeniyle internete “tüm dünya bilgisayar ağlarının ağı’’ denilmektedir.
İnternet sitesi sanıldığının aksine veri iletim ağlarının yalnızca bir türü, dolayısıyla da sanal alanın yalnızca bir parçasıdır; Ancak bugün için en yaygın ağ ve en geniş parçasıdır. Sanal alan ise, bilişim sistemleri ve bunları birbirine bağlayan her türlü veri iletimi ağı oluşumunu oluşturann, fiziksel yapısı sayısal verilerden oluşan bir alandır.
‘‘sanal alem’’ ibaresi ilk kez 1980 yıllarının başlarında William Gibson’un ödüllü romanında ‘’cyber space’’ kavramı olarak yer almıştır. Bu makalede bilgisayar ve iletişimle ilgili, bunları birbirine bağlayan toplu bir kavram olarak kullanılmıştır.
Teknik bir tanımla internet; dünya üzerinde bulunan tüm bilişim ağlarının ve bilgisayarların TCP/IP denilen bir yöntemle birbirine bağlanmasıyla oluşan, dünyadaki en büyük ve kapsamlı insan ve makine birliğini sağlayan ağ sistemidir. Buna benzer bir başka tanıma göre ise internet, merkezi olmayan, geniş seviyede planlanmış, hiyerarşik bir yapısı bulunmayan küresel bir bilişim ağı yapısıdır.
Buradan hareketle internet; birden fazla haberleşme ağının birlikte meydana getirdiği metin, resim, müzik, grafik, yazılı metin vb. gibi dosyalar ile bilgisayar yazılımlarının, kısaca insanlar tarafından oluşturulmuş her türlü bilginin veri halinde paylaşıldığı ve iletildiği bilişim sistemleri arasındaki ağ olarak tanımlanabilir.
İnternet geniş halk kitlelerinin kolay şekilde erişimine 1990’lı yılların ortalarında açılmıştır ve bundan sonra çok hızlı bir şekilde büyüme göstermiştir, böylelikle her türlü bilgi bu sistemin içinde bulunur hale gelmiştir. İnternet, iletişim araçları içerisinde en hızlı yaygınlaşan sistemdir. Uluslararası telekomünikasyon birliğinin 1999 yılı verilerine göre, telefonun 50 milyon kişiye ulaşması yetmiş 74 yıl, radyonun 38 yıl, televizyonun 13 yıl sürmüşken, bu süreç internet sitesi açısından 4 yıl gibi çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiştir. Bu süre internetin yayılma hızını ve etkinliğini göstermesi açısından çarpıcıdır. Nitekim 2005 yılı itibariyle dünya nüfusunun %15’inin veya bir milyar kişinin bir şekilde internet ile ilgilendiği ve bu yapısı sayesinde günümüzde bilgiye en kolay, en hızlı ve en ucuz şekilde ulaşmanın yolu bu ağ sistemi olmuştur.
Ancak bu gelişime paralel olarak internet, bilişim suçlarının da en kolay ve yaygın işlenebilme alanını oluşturmaktadır. Bilişim suçlarının hem ceza hukuku hem de ceza muhakemesi hukukundaki en karmaşık ve çözülmesi zor türleri, internet ortamında işlenmektedir.
İnternetin Teknik Yapısı, Alt Yapısı ve Yönetim Biçimi
İnternetin teknik yapısı, üzerinde veri iletiminin sağlandığı ve omurga denilen ağlar sistemi ile veri iletimini sağlayan birçok araç ve yazılım da meydana gelmektedir. Ancak günümüzde özellikle vazgeçilmez unsur olan omurga ve bilgisayarların birbirleriyle iletişimini sağlayan kurallar ve internet üzerinde veri aramaya ve aktarmaya yarayan özel yazılımlar teknik altyapı açısından önem kazanmışlardır. Bunlardan iletişimi düzenleyen ‘‘TCP/IP’’ protokolünün ve veri aramaya ve aktarmaya yarayan özel yazılımlardan, omurga olarak isimlendirilen ağ, sisteminin kısaca açıklaması internetin yapısının daha rahat anlaşılması için faydalı olacaktır.
İnternetin, bilgisayarların birbirine bağlı olduğu sisteminin genel adı olduğu yukarıda belirtilmiştir. İşte bu ağ içindeki bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri ve veri aktarımında bulunabilmeleri için birtakım kuralları uygun hareket etmeleri gerekir. Bu kurallar, iletişimdeki eşler arasında veri trafiğinin kurallarını oluşturup daha etkin bir iletişimin sağlanmasını gerçekleştirirler.
İnternet sitesi hizmetleri kullanabilmek için gerekli olan tüm yazılımlar ve bağlantı yazılımları, TCP/IP protokolüne uygun olarak iletişim kurallar ve işlev görürler. Bu protokol aslında iki ayrı protokolün bir araya gelmesinden oluşur. Bunlardan TCP iletilerin doğru yere aktarılmasından, IP ise adresleme sisteminden sorumludur.
Sözcük anlamı olarak dünyayı saran ağ anlamına gelen sözcüğe kısaca web denilmektedir. Bu sistem aracılığıyla yazı, resim, ses, film ve yapay canlandırma gibi pek çok farklı veri türüne ulaşılabilir. Bu sistem tarayıcı olarak adlandırılan istenilen verilerin bulunmasını sağlayan ve yaygın olarak web sayfası ya da web sitesi olarak adlandırılan, istenilen verilerin görüntülenmesini sağlayan uygulama yazılımlarının bir araya gelmesinden oluşur.
İnternetin Altyapısı :
İnternet üzerindeki veri iletişimi omurga adlandırılan ana iletişim hatları üzerinden sağlanır. Bu ana haklardan çıkan diğer veri iletişim hatları çeşitli merkezlere giderler ve oralardan da dağılarak tek tek bilgisayarlara ulaşırlar. İnternet üzerindeki ilk omurga, Amerika tarafından kurulmuştur. Bu omurgaların yönetimi önceleri kamusal kuruluşlar tarafından yapılsa da zamanla bunlar özel kuruluşlara devredilmiştir. Bugün için dünya çapında birkaç büyük omurga mevcuttur ve bunlar da birbirleriyle bağlantılı durumdadır; ayrıca beri iletişimin hızlandırmak amacıyla pek çok ülkede altyapı çalışmasına devam edilmektedir.
Genel Olarak İnternetin Yönetim Biçimi
İnternet herhangi bir kişinin buluşu ya da ticari malı değildir. Bu büyük ağ sistemi bu sisteme giren herkesin katkısıyla oluşmuş anonim bir yapıdır; internetin bir sahibi ya da yöneticisi yoktur. Bu yapısından dolayı internete girmek ve hizmetlerinden yararlanmak için yasal bir başvuruya, onaya ya da izne gerek yoktur. Yalnızca gerekli özelliklere sahip bir bilişim sistemi ve bağlantı hattı ile internete girilebilmektedir.
Sanal alanın yeni bir hukuk alanı olup olmadığı ve internette de hukuk kurallarının geçerli olup olmayacağı son yıllarda hukukçular tarafından sıkça sorulan sorulardan bir tanesidir. Sanal alanın klasik hukuk alanlarından farklı olması, internetin bir sahibinin ve bağlı bulunduğu bir yerin bulunmaması bu soruları ortaya çıkarmaktadır. Bugün için sanal alanın yeni bir hukuk alanı olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Sanal alanda hukukun ne şekilde, hangi kurallara dayanılarak ve kim tarafından uygulanacağı tam olarak belirlenmesi de buranın hukukunun uygulanacağı bir alan olduğu tartışmasız kabul edilmektedir.
Ayrıca son yıllarda hem sanal alanın düzenlenmesiyle hem de bilişim alınan ortaya çıkan sorunlarla ilgili olarak, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda hukuksal düzenleme yapılmıştır. Böylelikle bilişim alanının, hem yeni bir hukuk disiplini olduğu veya en azından kendine özgü yeni düzenlemeleri gerektirdiği kabul edilmiş hem de söz konusu düzenlemelerle çeşitli sorunlara çözümler üretilmeye çalışılmıştır. Hatta son yılların en gelişen ben revaçta olan hukuk dalının bilişim hukuku olduğunun söylenmesinde abartı bulunmamaktadır. Zira bu konuda çok sayıda yayın yapıldığı gibi, hukuk fakültelerinde seçmeli ders olarak okutulmakta; hatta yüksek lisans programlarında bilişim hukuku adı altında modüller açılmaktadır.
İnternetin bir yöneticisinin olmamasının faydalı yönleri olduğu gibi zararlı yönleri de bulunmaktadır. Bu faydalı yönler arasında internetin bugüne kadar hiç olmadığı kadar demokratik bir yapıya ve sınırsız bir ifade özgürlüğüne sahip olması, çıkar grupları kadar tek tek bireylerin de seslerini duyurabilmeleri, ekonomik açıdan hiç bir yere bağlı olmayışı ve her türlü gelişmeyi açık bulunması gösterilebilir. Özellikle sosyal medya platformu ortamının ortaya çıkması ve gelişmesi ile bu durum hat safhaya ulaşmış ve bugüne kadar sıradan insanların ulaşmasının olanaksız olduğu bilgiler herkes tarafından ulaşılabilir hale gelirken, diğer yandan sosyal olaylar ve politik mücadelelerde de bu mecralar sayesinde yönetilebilir hale gelmiştir.
Bu sınırsız özgürlüğü zararlı tarafı ise yine özgürlüğün kendisinden gelmektedir. Hiçbir kuralın ya da sınırın bulunmadığı bir ortamda her yerine teknolojik gelişme de karşılaşılan kötüye kullanımların, rahatsız edici davranışların ve suç oluşturan eylemlerinde gerçekleşebilmesi internetin rahatsız edici tarafını oluşturmaktadır. Özellikle suç oluşturan eylemleri denetleyen ve bunları yargılayıp yaptırım uygulayan bir merkezi gücün bulunmayışı, bu tür olaylar gerçekleştiğinde durumu içinden çıkılması zor bir hale getirmekte, bu tür suç tiplerini önlemek ve kovuşturma ile görevli kolluk kuvvetleri ve hukukçular için çözülmesi zor problemler ortaya çıkmaktadır.
Bu durumu gidermek ve internetin tamamı ile hukuksuz bir alan olmasını önlemek amacıyla genellikle 2 yol seçilmektedir. Bunlardan ilki, özellikle son yıllarda görüldüğü üzere ülkelerin internet kişilerin hukuki sorumluluklarını düzenleyen yasalar yapması, bir diğeri ise bizzat internetin kullanıcıları tarafından oluşturulan ve adına etiket denilen kuralların oluşturulmasıdır.
‘’Etiket’’ genel bir anlatımla; internet kullanıcıları arasında ahlaki değerleri esas alan ve bu kurallara uymayanlara yaptırım olarak sanal alandan uzaklaştırma cezasının verilmesini ön geren kurallar bütünüdür. Ancak yalnızca kişilerin inisiyatifine bırakılmış ve ahlaki yaptırımlar içeren kuralların yeterli etkinliğe sahip olmayacağı, bu kuralların ve kuralların ihlali halinde verilecek cezaların uygulanmasının kim ya da kimler tarafından yapılacağı sorusunun net bir yanıtı olmadığı ve bu tür kuralların bugün için yalnızca hukuk kurallarını ve yaptırımları destekleyici görevler üstlenebileceği, bu nedenle en iyi bilişim firmaları alanını düzenleyen hem özel hem de kamu hukukuna ilişkin düzenlemelere ihtiyaç bulunduğu yönünde görüşler ileri sürülmüştür.
Her ne kadar katı hukuk kuralları suçu önlemenin garantisi olmasa da; hiçbir düzenleme olmaması da bilişim sistemleri aracılığıyla suç işleyenler için bir sığınak oluşturabilecektir. Bu nedenle yasa koyucunun, bilişim alanı ile ilgili hukuk kuralları yaparken suçun önlenmesi ve işlenmiş suçların cezalandırılması amacı ile bilişim toplumunun ihtiyaçları ve özgürlükleri arasında denge kurması gerektiği, böyle bir dengenin kurulamaması halinde ya tamamen katı kurallara bağlı ve işlevselliğini yitirmiş bir internetin ya da her şeyin yozlaştığı ve kuralların tanınmadığı, bu nedenle özgürlüklerin ve işlevselliğin yine yok olduğu bir internetin yönetimi konusunda yumuşak hukuk kuralları da devreye alınabilir. Yumuşak hukuk kurallarının etkililiği özellikle suç gelirlerinin aklanması suçunda oluşturulan normlarda kendini göstermiştir. Nitekim yumuşak icra mekanizması ile desteklenen ve bağlayıcı olmayan teknik kurallara dayanan yaklaşımlar ile tavsiye niteliğinde kararlar yayınlanan uzmanlaşmış birimlerin etkisi sert hukuk olarak nitelendirilebilecek yaklaşımlarla ortaya koyulmuş uluslararası düzenlemelerden oldukça fazladır. Ayrıca yumuşak hukuk araçları var olan sert hukuk uygulamalarının basit yapısını ortaya koyarak söz konusu sert hukuk uygulamaları için yapılan yorum faaliyetini desteklemektedirler.
Ülkemizde de özellikle internet kişiliklerinin sorumluluklarının belirlenmesi amacıyla yasal düzenleme yapılması ihtiyacı öğretide sıklıkla dile getirilmiştir. Söz konusu bu talep ve eleştiriler yasa koyucu tarafından dikkate alınmış ve internet kişiliklerinin düzenlenmesi konusunda bir yasa taslağı oluşturulmuştur. Ancak tüm Avrupa’da ve ülkemizde orya çıkan bir çocuk pornografisi operasyonunun sonuçlarına tepki olarak, bilişim alanına ilişkin ceza muhakemesi koruma tedbirleri de dahil edilerek bir ‘‘tepki yasası’’ niteliğinde 5651 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Böylelikle internetin yönetimine ilişkin belli bir alan hukuksal düzenleme konusu yapılmıştır. Bunun dışında internet üst kurulu ve Telekomünikasyon iletişim başkanlığı gibi çeşitli kurul ve kuruluşlar oluşturulmuş ve ülkemizde internet ve bir bütün olarak sanal alan düzenlemeye ve tabiri caiz ise ‘‘kalite’’ alınmaya çalışılmış ve çalışılmaktadır. Bu konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar çalışmamızın beşinci bölümünde yer aldığı için burada daha fazla ayrıntıya girmek istemiyoruz. Ancak bu düzenlemelere ilişkin genel görüşümüzü daha en başta ifade etmek isteriz:
Yukarıdaki paragrafta kısaca değindiğimiz hukuksal düzenlemeler, sanal alana ve internete karşı haksız müdahaleleri önleyip, bunları cezalandırarak ve hukukun işleyişini tesis ederek, sanal alanı daha özgür bir alan haline getireceğine, bu alanın kullanımını daraltmış, özgürlükleri kısıtlamış ve adeta bir sansür düzeni getirmiştir. Ülkemiz söz konusu sansür uygulamasında internet yasakları konusunda başı çeken İran ve Çin ile yarışır hale gelmiştir. Dolayısıyla bu düzenlemelerin bir an önce düzeltilmesini ve bu doğrultuda bir internet politikası yürütülmesini diliyoruz.
İnternetin çok açıklayıcı bir tanımı olmuş, merak edilen bütün konulara değiniliyor bu makalede. Başka yerde arayıp da bulamadığım içerikler var. Çok başarılısınız ve başarılarınızın devamını diliyorum.